The Washington Post (WP) gazetesinin haberine göre, ABD’de medyaya sızdırılan bilgiler nedeniyle istihbarat ve güvenlik kurumlarında başlatılan soruşturmalar, federal kurumlarda korku ve baskı atmosferi oluşturuyor.
Güvenlik nedeniyle ismini açıklamayan bir ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) çalışanı, FBI Direktörü Kash Patel’in talimatıyla sızıntıların kaynağının belirlenmesi için poligraf testlerinin kullanılmaya başlandığını ifade etti.
Eski bir üst düzey istihbarat yetkilisi, Adalet Bakanı Pam Bondi’nin getirdiği yeni hukuki çerçeve kapsamında artık sadece gizli belgelerin değil, hükümeti utandıracak “hassas” bilgilerin sızdırılmasının da suç kapsamına alınmasına işaret ederek “Bugünkü fark şu ki, artık sadece gizli bilgileri sızdıranları aramıyorlar. Artık hükümeti küçük düşüren ya da resmi anlatıya meydan okuyan ancak hukuken suç sayılmayan olumsuz bilgileri sızdıranları da hedef alıyorlar.” diye konuştu.
Bazı mevcut ve eski yetkililer, yaşanan gelişmelerin federal kurumlardaki personelin moralini ciddi şekilde düşürdüğüne dikkati çekerek çok sayıda deneyimli çalışanın, erken emeklilik veya istifa yolunu seçtiğini belirtti.
İsmi açıklanmayan bir Savunma Bakanlığı yetkilisi ise Bakanlıktaki üst düzey yetkililerin çalışanlarına “vatanseverlik” ifadeleri kullanmaları için baskı yaptığını ileri sürerek “Çalışanlar kovulmamak için doğru kelimeleri seçiyor.” dedi.
Öte yandan, Amerikan Bilim İnsanları Federasyonundan eski istihbarat politikası uzmanı Steven Aftergood, poligrafların yalanları ortaya çıkarmadığını sadece stres seviyesini ölçtüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bunlar stres ölçüm cihazlarıdır. Sorulan sorular herhangi bir nedenle kişiyi rahatsız ederse yanlış bir şey yapmamış olsa bile nabzı hızlanabilir. Bu nedenle poligraflar doğruyu ya da yanlışı ölçmez, yalnızca stresi ölçer.”
ABD İç Güvenlik Bakanlığının (DHS), 9 Mart’ta çalışanlardan hangilerinin basına ve diğer gruplara bilgi “sızdırıyor” olabileceğini tespit etmek amacıyla yalan makinesi kullanmaya başladığı belirtilmişti.
Kaynak TRT
